"Konuşsam Tesiri Yok, Sussam Gönül Razı Değil"Ülkemiz gündemine bir şekilde oturan yeni anayasanın 18 maddesinde yapılacak değişik paketi üzerinde , önüme sandık konulursa ne derim ? Hayat felsefesini ülkücü dünya görüşü ile bütünleştirmiş, yaşamış birisi olarak , Anayasa değişikliğinin değerlendirilmesi , hissi şahsi ve siyasi görüşten arınmış olması gerekir, Çünkü bu karar bir milletin ve devletin geleceğinin oylanmasıdır. Diye düşündüm. Bu nedenle, öncelikle EVET ve HAYIR gerekçelerini ve yorumları masama yatırmadan önce, bireysel aklı kullanma ile ilgili olarak yüce dinimin emirlerini araştırdım. “ Aklın ve İradenin İslam Dinindeki yeri ve Önemi “ nedir ? sorusunun cevabı bulmaya çalıştım. Kur an ı kerimde 40 ın üzerinde ayette ortak özelliği bir cümlede özetlersem “ Siz hiç akıl etmez mi siniz “ ? diyor. Yine İslam ın 5 şartını yerine getirmek için birinci şart, “ Akıl bali olmaktır. diyor” Yine , itikat ta mesheb imamı İmam Maturi der ki, “ Vahiy gelmemiş olsaydı bile insan aklı ile Allah’ı bulmalıydı.” Der. Madem ki demokratik bir ülkeyiz o zaman demokrasinin de tanımını yapalım. Demokrasi, çoğunluk rejimi değil, Çoğunluğun yönettiği rejimdir. Gerçek demokrasi, yüzde 99 un oyu ile iktidar olsanız bile, geride kalan 1 ‘ in hakkını korumaktır. O halde EVET veya HAYIR demeden, Evet ve hayır ‘ın gerekçelerini, sonuçlarını ve alternatifi var mı yok mu ? onları masaya yatırmalıyız diye düşünüyorum. EVET diyenlerin gerekçesi kısaca ; “ Ülke yönetiminde çift başlılık olmasın, Ülke tek elden kısa sürede kararlar alabilsin, yönetimde ekip sorumluluğu olsun..” diyor. HAYIR diyenlerin gerekçesi kısaca ; “ Bu kadar yetki bir kişiye verilmez, Verilirse keyfi yönetim ve kararlar alınır. Toplumda kutuplaşma, bunun sonucu olarak da çatışma gerçekleşir.” Diyor. Sosyal medyada lider aşkı veya antipatisi ile Evet- Hayır savunucularının, Anayasanın değişen 18 maddesinin okumalarına gerek yok. Bu insanlarda birinde aşk birin de antipati var. Ben de onları dikkate almadım. Yeni anayasadaki 18 maddeyi satır satır okudum. Ör - 1 : 9 uncu maddesine “bağımsız” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve tarafsız” ibaresi eklenmişti. Olur. Ör – 2 : 75 inci maddesinde yer alan “beşyüzelli” ibaresi “altıyüz” şeklinde değiştirilmiştir. Makul. Nihayetin de bu memleketin insanı vekil olacak. Ör – 3 : “ mad.104 - Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir. Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler.” Bu maddeye iyi bakın yardımcısı veya bakan atama usul ve esasları kararname ile yapılıyor, kanunla değil, hiçbir şartı yok.İlkokul mezunu da olabilir. İlkokul mezunu olması gerekmez de diyebilir. Okuma yazma bilmesi yeterli diyebilir. Bu cumhurbaşkanına verilmiş anayasal bir hak olur. Oysa ; Kaymakam olabilmenin en temel şartlarından biri en az lisans mezunu olmaktır. Öncelik verilen alanlar şöyledir; siyasal bilgiler, işletme,hukuk , iktisat ve idari bilimlerdir. Yada bunlara denkliği YÖK tarafından kabul edilen en az dört yıl süreli üniversitelerden mezun olanlar. Bunlara ek olarak kaymakam olabilmek için yaş sınırlaması 35’dir. Ör. – 4 geçici 21 maddenin c fıkrası Anayasa referandumdan oylanıp kabul edilirse ; “Anayasanın 159 uncu maddesinde yapılan düzenlemeye göre Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleri en geç otuz gün içinde seçilirler ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki kırkıncı günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar. Başvurular, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yapılır. “ deniliyor. Mevcut Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin görev süresinin bitmesini beklemeden, hemen değiştirilmek istenmesi büyük bir güvensizlik örneği görünmüyor mu? Gidecekte hakim gelecekte. Nihayetinde her hakim kanunlara göre karar verecek. Hakimin Kimliği çok mu önemli ? Sosyal medyada bir Evetçi yalan dogru şöyle yazmış; “ Şeytan , Allah a HAYIR dediği için lanetlendi. “ Ya kardeşim , bu kadar sapık düşünceli olmayın. Şeytanı kim yarattı ? Şeytan insanlar için var. Allah için isterse yok hükmündedir. EVET ve HAYIR a dini kılıf hazırlayanlara bir çift söz de benden var. Hz. Muhammed "Ben Peygamberim" dediği zaman Mekke nin ileri gelenleri bu dünyaya ait vaat etmedikleri bir saltanat kalmamıştı. Ne istersen verelim demiş olmasına rağmen Hz.Peygamber “ Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseniz, yinede kabul etmiyorum, HAYIR demiştir. Hz. Muhammed, Mekke nin ileri gelenlerinin vaatlerini Kabul etmiş olsaydı bugün Hz. Muhammed bizim Peygamberimiz olur muydu? O biliyordu ki , kendisine vaad edilen saltanat ve yönetimin dışında daha insani ve ahlaki başka bir yönetim daha var. Ülkemiz yönetiminde çift başlılık varsa, kararlar geç alınıyorsa, kısaca yönetim sorunu varsa ; Sevgili peygamberimizin Hacer-ül esvet taşının yerine konulması ile ilgili örneğin alınması gerekir. Hacer-ül esvet taşı Müslümanlarca cennetten geldiği inanılır. Mekke’nin fethinden sonra Mekke nin ileri gelenleri bu taşı kendi kabilelerinin Beytullah ın yanına koymaları gerektiği konusunda tartışmalar başlamıştı. Hz. Muhammed, Peygamber olmasına rağmen “ Bu taşı yerine ben koyacağım “ demedi. Bir bez getirilmesi istedi. Hacer-ül esvet tasını bu bezin üzerine koydurdu. Her kabile temsilcisinin bezin bir kenarından tutarak Hacer-ül esvet tasını yerine koydurdu. Sorun çözmek için güzel bir örnek değil mi? Bu örnekten yola çıkarak aklım bana diyor ki HAYIR bana daha uygun. Hatta EVET diyenlere de sizin düşündüğünüz yönetimden başka yönetim var. Ara bul diyorsun, Çünkü bu Millet güzel olana layıktır, diyor. |
551 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |